Nefroloji ve Böbrek Hastalıkları
Nefroloji ve Böbrek Hastalıkları
Nefroloji, böbrek sağlığı ve hastalıkları, ayrıca hipertansiyon ile ilgilenen bir tıp bilimi dalıdır. Nefrolog veya nefroloji uzmanı ise bu alanda 3 yıl ek eğitim almış iç hastalıkları uzmanıdır.
Böbreklerin işlevleri nelerdir?
Böbrekler vücuttaki hayati önemi olan organlardan birisidir. Böbrekler esasen vücutta metabolizma sonucu oluşan ve kanda biriken zararlı atık maddelerin idrar yoluyla atılması, ayrıca vücuttaki su ve çeşitli tuzlar ile asit ve baz elemanlarının normal değerler içerisinde dengede tutulmasını sağlamakla görevlidir. Böbreklerin başka önemli görevleri de vardır. Böbrekler vücutta bulunan bazı hormonların yapımında veya yıkılmasında rol oynar. Örneğin kan yapımının önemli bir düzenleyicisidir. Ayrıca kemik yapımını, kalsiyum ve fosfor dengesini düzenleyen D vitamininin yapımı böbrekte tamamlanır. Böbreklerimizin diğer işlevleri ise kan basıncını düzenlemek, ayrıca ilaçların ve toksinlerin vücuttan atılmasını sağlamaktır.
Böbreklerimizin çalışması hangi hastalıklar nedeni ile bozulmaktadır?
Dünyada ve ülkemizde en sık görülen böbrek hastalıkları nedenleri şu şekilde sıralanır. Birinci sırada şeker hastalığına bağlı böbrek hastalığı ( diyabetik nefropati) gelmektedir. Toplumumuzda şeker hastalığı nüfusun yaklaşık %15 i gibi yüksek bir oranda olduğu için diyabetik böbrek hastalığına da sık rastlanmaktadır. Böbrek hastalıklarının ikinci sıklık sırasında hipertansiyona bağlı oluşan hipertansif böbrek hastalığı ( hipertansif nefropati) bulunur. Toplumun yaklaşık %30 unda hipertansiyon hastalığı olduğundan bu grup böbrek hastalığının da oldukça fazla olduğu anlaşılır. Böbrek hastalıklarının 3. sıklıkta görülen sebepleri arasında nefrit grubu hastalıklar (glomerulonefrit, interstitiyel nefrit gibi) gelir. Nefritler ya doğrudan sadece böbreğe ait (birincil) olur, ya da (bazı romatizma, kan, kalp hastalıkları gibi) diğer organ sistemi hastalıkları sonucunda (ikincil) olarak gelişmektedir. Daha seyrek olarak gelişen hastalıkları arasında ise kalıtsal, kistik, tümöral ve taş hastalığına bağlı oluşan böbrek hastalıkları vardır.
Türkiye’de toplumda böbrek hastalığı sıklığı tüm nüfusun yaklaşık %15.7 si olarak belirlenmiştir. Bu oranı bugünkü nüfusumuza uyarlarsak Türkiye’de yaklaşık 13-14 milyon böbrek hastasına karşılık gelir. Yani bu sayılar yaklaşık her 6 kişiden birisinde böbrek hastalığı bulunduğunu gösterir.
Böbrek hastalarında sık görülen belirtiler nelerdir?
Böbrek hastalılıklarının çoğunluğunda erken safhada uyarıcı bir belirti olmayabilir ve bu nedenle hastalık ilerledikten sonra tanı konur. Ya da tesadüfen yapılan bir sağlık taraması sırasında kanda veya idrardaki anormal bulgular nedeni ile böbrek hastalığı saptanabilir.
Böbrek hastalarında oluşabilen belirtiler şunlardır: yüzde, göz kapaklarında, bacaklarda ve bazen bütün vücutta şişme (ödem), tansiyon yüksekliği, nefes darlığı, idrar miktarında azalma veya artma, idrar rengi değişikliği, halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma, zayıflama, kaşıntı, cilt altı kanaması, ciltde yaralar, kanama eğilimi, kemik ağrıları, ayaklarda uyuşma ve yanma hissi, ileri evre böbrek yetmezliğinde ise bilinç bulanıklığı, havale, koma hali görülebilir.
Yine ileri evre böbrek yetmezliği hastalarında diğer organ ve dokularda çeşitli hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Kan yapımında azalma sonucu kansızlık, kalp-damar hastalıklarında hızlanmaya bağlı kalp yetmezliği, kalp krizi riskinde artma, damar sertliği ve damar tıkanmaları, tedaviye dirençli tansiyon yüksekliği, kalp ritim bozuklukları, kemik yapısında bozulma ile kemik erimesi ve kemik kırıkları, iyileşmeyen cilt yaraları gelişebilmektedir.
Böbrek hastalıklarında uygulanan tanı yöntemleri nelerdir?
Böbrek hastalığını belirlemek için yapılan ilk tetkik idrar tahlilidir. İdrarda belirli sınırlarda bulunabilen veya hiç bulunmaması gereken maddeler ve hücresel elemanlar araştırılır. İdrarda protein veya albumin normalde çok az miktarda olup, bunların belli şartlar dışındaki artışları böbrek hastalığı varlığının önemli bir kanıtıdır. Ayrıca alyuvar ve akyuvar gibi hücresel elemanların artışı da böbrek hastalığı varlığını işaret edebilir.
Normalde böbreklerden atılarak kanda belirli miktarların üzerine çıkmaması gereken üre, keratinin, ve çeşitli tuzlar gibi maddelerin miktarları kan testleri ile ölçülür. Ayrıca bazı böbrek hastalıklarında kanda bulunmaması gereken veya miktarı artan özel madde ve hormonları ölçen özel kan testleri uygulanır.
Ultrasonografi, MR, Bilgisayarlı Tomografi, Sintigrafi gibi görüntüleme yöntemleri ile böbrekler ve idrar yollarındaki anormallikler ortaya konulur.
Böbrek biyopsisi böbrek hastalıklarında tanı ve tedaviyi yönlendirmek için yapılan önemli bir incelemedir. Biyopsi işlemi sınırlı uyuşturma ile yapılan basit bir işlem olup, özel bir iğne ile cilt üzerinden böbreğe girilerek çok küçük bir doku örneği alınmasıdır. Dokunun patolojik incelemesi yapılarak hastalığın nedeni ve derecesi tespit edilir.
Böbrek Hastalığının Gelişmesini veya İlerlemesini Önlemek İçin Neler Yapılabilir?
Böbrek hastalığı konusunda toplumun farkındalığı çok düşük seviyededir. Bu nedenle böbrek hastalığı kronik böbrek yetmezliğine yol açarak son evreye kadar ilerlemektedir. Bu durum yüksek oranda ölüme veya sakatlığa sebep olmaktadır. Hâlbuki kronik böbrek hastalığı erken tanı konduğunda önlenebilir veya ilerlemesi yavaşlatılabilir bir hastalıktır.
Kronik böbrek hastalığı gelişmesindeki en riskli gruplar; Şeker hastaları, yüksek tansiyon hastaları, Kalp-damar hastaları, Ailede böbrek hastalığı bulunması ve ileri yaştır. Diğer risk etkenleri arasında şişmanlık, sigara kullanımı, böbrek taşı, tekrarlayan idrar yolu infeksiyonları, fazla ağrı kesici ilaç kullanımı ve bağ dokusu hastalıkları sayılabilir.
Böbrek hastalığına en sık olarak yol açan iki hastalıktan birisi şeker hastalığı (Diyabetes Mellitus) diğeri ise kan basıncı yüksekliği (Arteryel hipertansiyon) dir. Türkiye’de erişkinlerin %33 ünde yüksek tansiyon (27-28 milyon ) , %16 sında şeker hastalığı (13-14 milyon ) vardır. Böbrek hastalığından korunmak için bu hastaların tedavilerinin etkili şekilde yapılması ve ayrıca böbrek hastalığı gelişme ihtimali nedeni ile belirli aralıklarla nefroloji kontrollerinin yapılması gerekmektedir. Böylece böbrek hastalığının başlaması veya ilerlemesi etkili şekilde önlenebilir.
Aynı şekilde böbrek hastalığına yol açabilecek diğer sistemlere ait hastalığı bulunan hastalarında (romatizmal hastalıklar, kan hastalıkları, kalp damar hastalıkları, kalıtsal, kistik veya diğer hastalıklar gibi) böbreklerinde bozulmaya yol açıp açmadığının kontrollerinin aralıklarla yapılması gerekir.
Ayrıca böbreklere zararlı olduğu bilinen ilaçlardan mümkün olduğunca kaçınılması, özellikle böbrek hastalığı bulunan hastalarda bu maddelerin kullanılmaması gerekir. Böbreğe zararlı olduğu bilinen ilaçlar arasında özellikle ağrı kesici-romatizmal ilaçlar, görüntülemede kullanılan kontrast maddeler, ve bazı antibiyotikler vardır.
Diğer yönden yeterli sıvı alınması, idrar yolu iltihaplarının erken tedavisi, şişmanlık ve aşırı beslenmeden kaçınılması, tuz tüketiminin azaltılması, yeterli fizik eksersiz yapılması böbrek sağlığı için önemli konulardandır.
Böbrek hastalıkları nasıl ve hangi yöntemlerle tedavi edilir?
Öncelikle böbrek hastalığına sebep olan esas neden araştırılır ve altta yatan nedene göre tedavi yönlendirilir. Örneğin şeker hastalığına veya yüksek tansiyona bağlı gelişen bir böbrek hastalığında öncelikle bu hastalıkların etkili tedavileri gerekir. Sadece böbreğe ait birincil böbrek hastalığı veya romatizmal böbrek hastalıkları gibi ikincil bir neden belirlenmişse bağışıklığı baskılayıcı bazı özel ilaçlar kullanılır.
Böbrek hastalığının tanı ve tedavisinde geç kalınması veya yeterli cevap alınamaması durumunda böbrek hastalığı ilerleyerek son evre böbrek yetmezliğine yol açar.
Son evreye gelmiş kronik böbrek yetmezliğinde tedavi seçenekleri nelerdir?
Birincisi diyaliz yöntemleridir. Diyaliz, böbrek yetmezliği nedeni ile işlevlerini tamamen kaybetmiş böbreklerin bir kısım filtrasyon işlevinin farklı yöntemlerle yapılması işlemidir. Hemodiyaliz denilen birinci yöntemde diyaliz makinesi ve yapay filtre sistemi kullanılarak diyaliz yapılmaktadır. Haftada 3 gün 4 saat süreyle yapılan bu işlemde hastanın kanı özel serum setleri ile diyaliz makinesindeki filtrasyon sistemine gönderilerek diyaliz işlemi yapılmaktadır. Diğer diyaliz yöntemi ise karın (periton) diyalizi olup, karın boşluğuna yerleştirilen bir silikon kateter aracılığı ile karın içine diyaliz sıvısı verilip alınarak ve karın zarının filtrasyon özelliğinden yararlanılarak diyaliz işlemi yapılmaktadır.
Son evre böbrek yetmezliğinde önemli başka bir tedavi seçeneği de böbrek naklidir. Uygun doku grubundan olan canlı veya kadavra böbrek naklinin yapılması ile hastaların daha uzun ve daha kaliteli bir yaşam şekline kavuşması mümkündür. Böbrek nakli ülkemizde birçok organ nakli merkezinde başarılı şekilde yapılmaktadır.
Nefroloji
Doç.Dr. İsmail Rıfkı Ersoy