GEBELİK HİPERTANSİYONUNA GENEL BİR BAKIŞ

GEBELİK HİPERTANSİYONUNA GENEL BİR BAKIŞ

GEBELİK HİPERTANSİYONUNA  GENEL BİR BAKIŞ

        Ülkemizde 2014 yılı verilerine göre anne ölümlerinin  %14’ü gebeliğe bağlı hipertansif bozukluklar sebebiyle yaşanmıştır. ABD’de 2011–13 yıllarında bu  oran  %7,5 olarak bildirilmiştir. Dünya genelinde bu rakam  %10’dur. Gebelikte hipertansiyon iki şekilde karşımıza çıkar.

        1. Kronik hipertansiyon: Kan basıncının gebelik öncesinde veya 20. gebelik haftasından önce 140/90 mmHg’nın  üzerinde saptanmasıdır. Gebelerin yaklaşık %3’ünde saptanmaktadır. Genellikle primer hipertansiyondur. İleri yaş  annelerde ve obezlerde daha sık görülmektedir. Hafif-ortadüzeyde hipertansiyon, hedef organ hasarı olmayan kadınlarda gebelik  seyrini   değiştirmemektedir. Üstelik   kan basıncı gebelik ile fizyolojik olarak düştüğünden bu   hastalarda antihipertansif ilaç ihtiyacı azalmaktadır. Kronik   hipertansif gebelerin yaklaşık %25’inde preeklamsi gelişmektedir. Kronik hipertansiyonu olan popülasyonda   preeklampsi riski artmış olmakla birlikte elimizdeki veriler, kronik   hipertansiyonu  olan gebelerde kan basıncını düşürmenin   preeklampsi   riskini azaltmadığını göstermektedir.

     2. Gestasyonel hipertansiyon: Gebelik öncesinde hipertansiyonu olmayan kadınlarda, 20. haftadan sonra ortaya   çıkan, proteinürinin eşlik etmediği, sistolik kan basıncının   ≥140 mmHg ve/veya diyastolik kan basıncının ≥90 mmHg,  olmasıdır.Oluş mekanizması   bilinmemektedir. Gebeliklerin  %6’sında görülür. Gestasyonel hipertansiyon ve preeklampsinin benzer bir fenotip ile farklı hastalıklar olup olmadığı, gestasyonel   hipertansiyonun  preeklampsinin  erken/hafif bir  evresi olup olmadığı net değildir. Gestasyonel hipertansiyonlu kadınların preeklampsiye ilerleme eğilimi, geç başlangıçlı kadınlara göre daha yüksektir.

        Hipertansiyonu olan gebelerin ilk değerlendirmesinde amaç; hipertansiyonunu, seyri ve prognozu farklı olan preeklampsiden ayırt etmek  ve    hipertansiyonun şiddetini belirlemektir.

         Bu hastalarda düşük doz  aspirin , kalsiyum desteği, tuz kısıtlaması, ek    magnezyum, ve balık yağının ve diğer antioksidanların tedaviye katkısı araştırılmaktadır. Yüksek riskli popülasyonlarda, aspirinin  randomize çalışmalarda preeklampsi sıklığının   azaltmada herhangi bir etkisi görülmemiş olmakla birlikte , ;  bir meta-analizde, düşük doz ASA kullanan gebelerde  preeklampside yaklaşık %15'lik bir azalma bildirmiştir. Diğer tedavilerin hiçbir önleyici etkisi görülmemiştir. Sıkı tuz kısıtlaması önerilmez!

        Proteinüri, hastanın gestasyonel hipertansiyon  , preeklampsi  tanısı alıp almayacağını belirleyen temel klinik kriterdir. Bu değerlendirmeden sonra bile preeklampsiyi  kesin olarak dışlamak   zor olabilir. Çalışmalar, eklampsi olan kadınların %20  'sinde   nöbet öncesinde anlamlı proteinüri bulunmadığını göstermiştir. Bu nedenle, hafif hipertansiyona   şiddetli hastalığın belirtileri ve semptomları eşlik ettiğinde proteinüri  bulunmasa bile, hasta preeklampsi  gelişme  riskine   göre  izlenmelidir.

        Şiddetli baş ağrısı, görsel değişiklikler, epigastrik  veya sağ üst kadran ağrısı, bulantı  ve  kusma, azalmış   idrar çıkışı   preeklampsi  riskinin   yüksek  olduğunu   düşündürür.

KB: 140–159/90–109 mmHg ise hafif orta hipertansiyon

KB≥160/110 mmHg ise şiddetli hipertansiyon olarak   kabul edilir.

    Kronik ve komplike olmayan hipertansiyonlu gebelerde KB<150/100 mmHg, Uç organ

hasarı varsa bu hedef <140/90 mmHg amaçlanmalıdır. Yandaş hastalık   (DM, KAH, KBH) varlığında hedef kan    basınçları 130–139/80–89 mmHg olarak belirlenmiştir. Tedavi başlanırken; sistolik KB >110 mmHg tutulması  önerilmektedir.

   Preeklampsi  riski  hekim  tarfından   yorumlanıp  alfa- metil dopa  ,  kalsiyum kanal  blokerleri , beta –blokerler   ve   bazı  diüretiklerle   hedef   kan  basıncı  elde  edilir. 

         Gebelik  hipertansiyonu   olan   hastaların   çoğu doğum sonrası ilk haftada normotansif hale gelir.  Tanım olarak, tümü 12. doğum sonrası haftaya kadar normotansif olmalıdır, aksi halde vakaların %15'inde ortaya   çıkan kronik hipertansiyon tanısı konur. Preeklamptik gebeliklerde doğum sonrası    kanbasıncının  normale dönme zamanı yaklaşık  iki haftadır.  Gestasyonel hipertansiyon, sonraki gebeliklerde tekrarlama eğilimindedir.

       İkinci bir gebelikte gestasyonel hipertansiyon   sıklığı   %22–47 arasında olduğu gösterilmiştir. Gestasyonel  hipertansiyon yaşamın ilerleyen dönemlerinde  hipertansiyon gelişimiyle ilişkilidir.

Uzm. Dr. Sevinç Üretmen

İç Hastalıkları