Güzelliğinize Güzellik Katın!

Güzelliğinize Güzellik Katın!

Rinoplasti kelimesinin artık tıp camiası dışında da sıkça kullanılan bir terim olmasının sebebi Türkiye’de ve dünyada en sık yapılan estetik işlemlerden biri olmasıdır. Peki; ingilizce nose job, türkçe burun estetiği olan bu ameliyattan korkulmalı mı?

Bu yazımda rinoplasti operasyonu geçirmek için başvuran hastlarımın ilk görüşmede en çok dile getirdikleri 3 sorudan bahsedeceğim. Genel yaklaşım ve soruları şöyle sıralayabiliriz; bu ameliyatı geçirmeyi çok istiyorum ancak korkuyorum, ‘canım çok acır mı ?’, ‘çok morarırmıyım ?’, ‘daha çirkin olur muyum ?’. Biz insanların, doğumdan itibaren refleks olarak gelen korku ve savunma durumu bu tarz soruların gelmesini kaçınılmaz hale getiriyor. Bir de geçirilen kötü tecrübeler ve şehir efsaneleri de üzerine eklenince, önyargıları yıkmayı zor kılıyor. Elbette, genel anlamda ameliyat olmaya karar vermek zor bir hadise, hem de zorunda olunmadığı halde. Estetik cerrahinin de cilvesi burada başlıyor.

Ağrı konusuna gelecek olursak. Sadece burun estetiği değil, aslında her operasyonu ilgilendiren konudur ağrı. Ağrı göreceli bir olgu, her kişiye yansıması da elbette eşit değildir ancak yüzlerce hasta gözlemi sonucu yaptığım çıkarımda, burun estetiği ağrısını basitçe başka ağrıya benzetecek olursak sanırım bu en çok ‘grip’ esnasında yaşanılan ağrıya yakındır diyebiliriz. Özetle; ağrı korkulduğu gibi olmamakla birlikte kişiye göre algısı farklıdır.

Bir diğer konu ise, şişlik ve morluk. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki şişlik ve morluğun ağrı ile bağlantısı yoktur, kişiden kişiye değişiklik gösteren durumdur. Ama, ufacık kan alma işleminde bile oluşabilecek hadiseyken, ameliyatta hiç olmaması gibi bir şey gerçekçi yaklaşımdan uzaktır. Özetle; az morluk veya çok morluk olarak kişiye ve yapılan girişime bağlı olarak değişmektedir.

Soruları aslında daha da sıralayabiliriz ama kısaca başka şeylerden de bahsetmek gerekirse...

Benim yapmaktan en büyük keyif aldığım operasyonların başında Burun Estetiği’nin yer almasının en büyük sebebi, yüzün tam ortasında bulunan ve her gün kendisinin ayna karşısında gördüğü ve diğer insanlarla iletişim esnasında iken yüzün tam ortasında bulunan bir organın, kişinin ruhunda ve gündelik hayatında büyük etkiler yaratması olmuştur. Kişinin yüz karakterine (hatlarına) etki etmesi dışında kişinin karakterine de (ruhuna) pozitif yönde etkileri olduğunu bir çok kez deneyimledim. Herşey güzel ama, operasyon kararı da kolay alınmıyor! Operasyon kararı sadece kişinin doktoruyla karşılıklı konuşup, eğrisi ve doğrusunu tartışması dışında, kendisi ile baş başa verebileceği karardır. Değişime karar vermek heyecanlı ve zor bir karar netice itibari ile.

Burun, yüzyıllardır anatomisine hakim olduğumuz bir organ. Temel operasyon prensipleri ise gün geçtikçe evrim geçirmektedir ve günümüz teknolojisi ve şartları itibari ile bilgiye ulaşmak artık çok hızlı olmakta. Herkes herşeyi biliyor ise ‘fark nerede ortaya çıkıyor ?’, ‘bunun bir standardı yok mu ?’ sorusu akla geliyor doğal olarak. Sonuçların değişken olmasını, aynı şarkıyı farklı her sanatçının kendi yorumunu katmasına benzetmek yanlış olmaz sanırım.

Daha çirkin olur muyum ? sorusunu sona sakladım. Çünkü ! Her insan zaten güzeldir, güzel bakmayı bilelim, güzelliğimizin farkına varalım ki ‘güzelliğimize güzellik katalım’. Saygılarımla.