Göz Tembelliği (Ambliyopi)
Tıpta göz tembelliği olarak adlandırılan göz tembelliği, her iki gözde birden veya gözlerden birindeki görme keskinliğinde %20 ya da daha fazla azalma olmasıdır. Görme işlemi gözün ve beyinin bir arada çalışması ile gerçekleşen bir olaydır. Göz, dış dünyadan retinaya yansıtılan görüntüleri, renklerine, ışık şiddetine bağlı olarak sinirsel uyarılara dönüştürür. Normalde dış dünyayı her iki gözümüzle görürüz ve beynimize her iki gözümüzden de dış dünyayı temsil eden görüntüler sinirsel uyarılar olarak gelir. Eğer herhangi bir nedenle bu iki görüntü beyinde analiz edilerek tek bir görüntüye dönüştürülemezse o zaman beynimiz bir gözden gelen görüntüyü diğerine tercih edebilir. Bu durumda bir gözden gelen görüntüler beyin tarafından işlenmez ve o gözden yola çıkan görüntüler beyine daha zayıf ulaşır. Eğer bu tercih edilme durumu kritik bir zaman sürecinden daha fazla devam ederse o zaman sağlam göz kapatıldığı zaman bile tercih edilmeyen gözden gelen görüntüler daha zayıf olarak algılanır. Göz tembelliğinde gözlerde herhangi saptanan herhangi bir bozukluk yoktur. Gözler anatomik olarak tamamiyle normal görümündedir. Çalışmalardan sağlanan bilgilere göre de, ilk 45 yaşta göz tembelliği nedeni ile görme kaybı, travma dahil diğer tüm göz hastalıklarının neden olduğu görme kaybından daha fazladır.
Göz Tembelliği Ne Kadar Yaygındır?
Göz tembelliği 9 yaşına kadar olan çocuklarda gelişir ve çocukluk çağında en sık görülen görme bozukluğudur. Bu durum yaklaşık her 100 çocuktan 2-3 tanesini etkilemektedir. Eğer çocukluk çağında uygun şekilde tedavi edilmezse sebat eder ve genellikle karşımıza genç erişkinlerde en sık görülen görme sorunu olarak karşımıza çıkar.
Göz Tembelliği Nedenleri Nelerdir?
Göz tembelliği, her iki gözün normal ve dengeli bir şekilde gelişmesini engelleyen durumlara bağlı olarak gelişir. örneğin görme eksenleri arasında şaşılığa bağlı olarak bir dengesizlik söz konusu ise her iki gözden beyine farklı görüntüler gidecektir. Bu durum bir gözün içe ya da dışa kayması şeklinde olabilir. Bazen her iki göz arasında görüntü netliğini farklı şekilde bozan bir gözlük kusuru bulunabilir, bu durumda daha net görüntüleri sağlayan göz tercih edilerek diğeri beyin tarafından önemsenmeyecek ve tembellik geliştirecektir. Bazen katarakt gibi görüntünün retinaya ve dolayısıyla beyine ulaşmasını engelleyen durumlarda göz tembelliği gelişir. Nadir de olsa her iki gözde yüksek dereceli bir gözlük kusuru varsa her iki gözde de göz tembelliği gelişebilir. Dünya çapında göz tembelliği sıklığı %1-4 olarak belirtilmektedir. Ülkemizde göz tembelliği tedavisi alan vakaların %50 ‘sinde görme keskinliği 2-3/10 ve daha düşüktür. Göz tembelliğinin önlenebilir ve tedavi edilebilir bir görme azlığı nedeni olması ve 40 yaş altı bireylerin en sık tek gözde oluşan görme azlığı sebebi olması erken yaşlarda yapılması gereken tanı ve tedavinin önemini bir kat daha arttırmaktadır. Çünkü göz tembelliği tedavisi ne kadar erken yasta yapılmaya başlanırsa iki göz ile oluşan tek görme ve derinlik hissi o kadar iyi gelişmektedir.
Tablo-1. Göz Tembelliği Oluşumunda Rol Oynayan Başlıca Faktörler
1- Yaş
2- Doğum bilgileri
a) Doğum şekli
b) Doğum yeri
c) Doğum kilosu
d) Doğum haftası
3- Anne-babanın tutumu ve eğitim düzeyi
4- Akraba evliliği
5- Doğum sonrası problemler
6- Aile öyküsü (anne, baba ve kardeşlerde mevcut) olan
a) Göz cerrahi girişim
b) Şaşılık
c) Göz tembelliği
d) Gözlük (Refraksiyon)
e) Diğer Sorunlar
7- Çocuğun daha önce geçirdiği göz hastalıkları
8- Çocukta havale öyküsünün varlığı
9- Travma öyküsünün varlığı
10- Çocuğun geçirdiği sistemik hastalıklar
Göz Tembelliğinde Kritik Periyod
Kritik periyod göz tembelliğinin ortaya çıkacağı süre olarak kabaca tarif edilebilir. Bu kavram göz tembelliğinde önemlidir. Bu şekilde tembelliğin en erken ve en geç hangi yaşlarda başlayacağını izah etmek mümkün olmaktadır. Kritik periyoddan önce ortaya çıkan tembelliklerin tedavilerinin zor olduğu belirtilmektedir. Göz tembelliği, kritik periyoddan ne kadar sonra ortaya çıkmışsa, tedavi şansı o kadar yüksektir. Kritik periyodun süresinin insanlarda 18 aya kadar indiğini ifade eden yazarlar vardır.
Tanı ve Klinik:
Şaşılığı olan ve bir gözü ile fiksasyonu tercih eden her çocukta göz tembelliğiden şüphelenilmelidir. Fakat göz tembelliği olan birçok hastanın gözlerinin paralel olduğu da unutulmamalıdır. İki göz arasındaki hipermetropik kırma kusuru farkı 2.00D’den, miyopik kırma kusuru farkının 4.00D’den ve astigmatizma farkının 1.25D’den fazla olduğu vakalarda azalmış görme keskinliği saptanırsa göz tembelliği düşünülmelidir. Derin göz tembelliği olan gözde hafif afferent pupilla defekti olabilir. Tembel göz hedefi görebildiği takdirde renkli görmesi normaldir. Çoğu tembel gözde akomodasyon yetersizdir. Klinikte göz tembelliği araştırdığımız çocuklar eğer bizimle iletişim kurabilecek kadar büyükse, bu çocuklara yapılan E testi veya görme keskinliğini ölçen kartlarla tanı kolayca konabilir. İki gözün görme keskinliği arasında iki sıra veya daha fazla fark olması az gören göze göz tembelliği tanısı koydurur. Görme keskinliği ölçümünde günümüzde Snellen eşeli, E testi, Sheridan- Gardiner eşeli, Teller kartları kullanılmaktadır. Bu kartlar değerlendirdiğimiz çocuğa belli mesafeden gösterilerek, hastanın görme keskinliği derecesi hakkında bilgi sahibi olunur.
İletişim kurulamayan küçük ve uyumsuz çocuklarda, en çok kullanılan klinik yöntemler subjektif muayene yöntemleridir. Subjektif muayenenin temelini fiksasyonun değerlendirilmesi oluşturur. Göz cisme odaklanabiliyorsa yani fiksasyon yapıyorsa cismi görmektedir. Fiksasyonun değerlendirilmesi ile her iki gözdeki görme keskinliği seviyeleri farkı hakkında bilgi edinilebilir. Örneğin alternatif şaşılıklarda her iki gözde eşit derecede fiksasyonun var olması göz tembelliği düşüncesinden bizi uzaklaştır. Şaşılığı olan bir çocukta, odaklanma hep bir gözle yapılıyorsa, alternan fiksasyon yoksa kayan gözün göz tembelliği riski çok yüksektir. Göz tembelliği kliniğinde yeri olan diğer bir subjektif muayene yöntemi de fiksasyon tercihi testidir. Bu test ile şaşılığı olan küçük çocuklarda baskın göz yani iyi gören göz tespit edilebilir. Fiksasyon tercihi testinde, gözler sırası ile kapatılıp açık gözde cisme odaklanma hareketi gözlenir. Odaklanan göz baskın gözdür, yani görmesi iyi olan gözdür. Fiksasyon hareketinin gözlenmediği göz, cismi görmeyen derin göz tembelliği olan gözdür.
Çevreyle ilişkisini iyi gören gözü ile kuran çocuk, bu gözü kapatıldığında huzursuzlanır. Tembel gözü kapatıldığında ise çocukta tepki gözlenmez. Gözlerin sırası ile kapatılmasıyla çocuktaki hareketlerin ve duygu değişikliklerin takip edilmesi; göz tembelliği teşhisi için basit ama faydalı bir muayene yöntemidir. Bu yöntemle derin göz tembelliği olan göz belirlenebilmektedir.
Göz Tembelliğinin Tedavisi
Göz tembelliği tedavisinde amaç;
1- Az gören gözün görmesinin arttırmak
2- Retinadaki görüntünün net olmasını sağlamak,
3- Oküler dominansın düzenlenmesi sağlamak,
4- Her iki gözde eşit görme keskinliğinin sağlamak,
5- Şaşılığı olan hastalarda alternan fiksasyon paternini sağlamak,
6- Her iki gözde eşit akomodasyon sağlamak,
7- Her iki gözün eşit okuma hızına ulaşmasını sağlamaktır
Kırıcılık kusuru mevcut olan gözün retinasındaki bulanık görüntü, kırıcılık tashihi yapılarak netleştirilmelidir. Yüksek hipermetropi vakalarında, uyum da tam yapılamamaktadır. Siklopleji sonrasında elde edilen refraksiyon değeri gözlük numaraları olarak veriImelidir. Yani tam kırıcılık tashihi yapılmalıdır. Yüksek hipermetrop çocuklarda kısmi düzeltme yapıldığı takdirde, görme seviyelerinde artış ya yavaş olmakta ya da artış sağlanamamaktadır. Meridyonel göz tembelliğinin tedavisi içinde, hipermetropide olduğu gibi tam kırıcılık tashihi şarttır Göz tembelliği tanındığı yıllardan itibaren tedavisi üzerinde çalışılmış ve çeşitli metodlar denenmiş bir klinik durumdur.
Göz tembelliği tedavisinde günümüzde;
1. Kapama tedavisi,
2. Penalizasyon ,
3. Pleoptik Tedavi,
4. Cambridge Stimülatörü tedavisi (CAM tedavisi),
5. Maküla Stimülasyonu,
6. İlaç Tedavisi,
7. Nörovizyon Tedavisi
kullanılmaktadır.
Kapama tedavisi:
Tedavide en eski yöntem kapama tedavisi olup
1722 yılında Saint Yves kayan gözün teşvik etmek için dominanat gözün kapatılması gerektiğini belirtmiştir. Kapama tedavisi en eski ve günümüzde en sık kullanılan tedavi yöntemi olup çeşitli şekillerde uygulanmaktadır.
1. Tam gün kapama,
2. Kısmi (parsiyel) kapama,
3. Minimal kapama,
Kapama tedavisinin prensibi baskın olan gören gözün kapatılması ile tembel göze görmesi için bir fırsat sağlamaktır (Resim 2). Uygulanacak kapamanın süresi, hastanın yaşı ve göz tembelliğinin derinliği esas alınarak belirlenir. En etkin kapama yöntemi, tam gün kapamadır. Ancak kapama tedavilerinde, kapatılan gözde komplikasyon olarak deprivasyon tembelliği gelişebilir. Bu komplikasyon riski tam gün uygulanan kapamalarda daha yüksektir. Kapama yapılan çocuklar, yaşa göre belirlenecek aralıklarla takip edilmelidir. Örneğin; iki yaşındaki çocukta, iki hafta arayla, her iki gözünün vizyonları denetlenmeli, kapatılan gözde vizyon kaybı tespit edilirse tedaviye son verilmelidir. Tam gün kapama tedavisinde karşılaşılan diğer bir sorun ise, huzursuzluk ve uyum zorluğudur. Özellikle derin göz tembelliği olan vakalarda karşımıza çıkar ve tedaviyi güçleştirir. Kapama yapılan derin göz tembelliği olan çocuklar kazalardan korumak için özel ilgi gerektirmektedirler. Kısmi kapama ve minimal kapama, günün belirli zamanlarında uygulanan tedavi şeklidir. Böylece çocuğa normal aktivite ve binoküler vizyon için zaman tanınmaktadır. kısmi ve minimal kapama, duyusal füzyonu olan anizometropik çocuklar için daha faydalı ve tolere edilebilir yöntemlerdir.
Resim 2: Kapama Tedavisi Uygulaması
Penalizasyon: Penalizasyonla yapay bir anizometropi oluşturulur ve iyi gören gözün uzak ve yakın görmeleri bulanıklaştırılır. Tembel gözün retinasında oluşan görüntünün ise netleşmesi sağlanır. Bu yolla görme merkezindeki süpresyon engellenir ve oküler dominans düzeltilir.Kapama, göz tembelliğide ilk tedavi seçeneğidir. Ancak çocuk ve aileleri için önemli sorunlar yaratmaktadır. Yuva ve okul çağı çocuklarında, dış görünüm nedeniyle psikolojik problemler yaratmakta ve kapama bantları alerjik ve dermatolojik sorunlar oluşturmaktadır. Pleoptik Tedavi: Bangerter'in 1940 yılında, ekzantrik fiksasyonlu göz tembelliği olan çocuklar için geliştirdiği bu görme ekzersizi, pleoptik tedavi metoduolarak bilinir. Pleoptik tedavide amaç eksantrik fiksasyon problemini yenebilmektir. Bunu da makulanın gerçek uzaysal işlevini restore ederek sağlar. Pleoptik metod, fovea korunarak parlak ışıkla makulanın uyarılması düşüncesine dayanmaktadır. Işık kaynağı olarak pleoptofor denilen bir çeşit oftalmoskop kullanılır. Böylece fiksasyonun santrale gelmesine çalışılır.
2.6.4. Cambridge Stimülatörü tedavisi (CAM tedavisi): Campbell tarafından 1978 yılında geliştirilmiştir. Göz tembelliği olan gözün yüksek kontrastlı uzaysal frekanslarla uyarılıp, normal görme keskinliğine ulaşması amaçlanır. Yüksek konsantrasyondaki siyah- beyaz çizgiler olan gratingler kullanılır. Tedavi seansları haftada bir uygulanır. Üzerinde kalınlıkları giderek azalan gratingler bulunan yedi adet disk, sırasıyla dakikada bir tur dönecek şekilde döndürülür. Hastanın bu disklere bakması sağlanır.
2.6.5. Maküla Stimülasyonu: 640 nm’den daha uzun dalga boyu geçişine izin veren filtreler kullanılır. Bu filtrelerle yalnızca koni stimulasyonu olur ve foveal fiksasyon sağlanması amaçlanır.
2.6.6. İlaç tedavisi: Göz tembelliği görme sistemlerinin nöroanotomik ve nörofizyolojik patolojisidir. Santral sinir sistemine etkili ilaçların kullanılmasıyla görme keskinliğinde artış sağlanması fikri ile birçok araştırma yapılmıştır. Bu çalışmalar sonunda görme keskinliğinde geçici de olsa bir yükselme beIirlenmiştir. Striknin, anoksin, alkol, kitikolin, nöron büyüme faktörü, musimol, N-Metil-D-aspartat, levadopa, eşdeğeri carbidopa ve bikukulin ilaç tedavisinde kullanılan ajanlardır.
2.6.7. Nörovizyon Tedavisi: NeuroVision™, bilgisayar ve kişiye özel program kullanılarak yapılan çalışmalar ile görmeyi direkt beyne öğreterek görme artışı sağlayan bir teknolojidir. Bu uygulamadaki görsel uyarmalar direkt beyindeki görme merkezini uyarır, kontrast duyarlılığı yükselterek görme keskinliğini ve kalitesini artırır. Yetişkinlerde göz tembelliğinin tedavisine yönelik, Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından bugüne kadar onaylanmış tek tedavidir. Söz konusu teknoloji, görsel işlemlerden sorumlu beyin hücrelerini (birincil görme merkezi) etkileyen özel ve hassas görsel stimülasyon yoluyla görmeyi iyileştirir. Bu etkili stimülasyon beyindeki görsel işlemlemeyi çoğaltarak, görmede keskinliği ve kaliteyi arttırır.
Tedavi, bir bilgisayar ekranı önünde gerçekleştirilen yaklaşık 40 göz egzersizi seanslarından oluşur. Her bir seans yaklaşık 30-40 dakikadır ve hasta bu seansların çoğunu evinde yapar.
Göz tembelliği tedavisine 10 yaşına kadar devam edilmelidir. Tedavinin en etkili olduğu yaş, 3 yaşa kadar olan dönemdir. Göz tembelliğinde başarı indeksi tedavinin başlangıcındaki görme ve tedaviye erken başlanması ile orantılıdır. Hastada mevcut olan şaşılık, kırma kusuru, miyopi ve hipermetropi ile bağımlı değildir. Eğer hastanın tek gözündeki yapısal bir anomali veya patoloji nedeni ile göz tembelliği ortaya çıkmışsa tam gün kapama denenmelidir. Bir gözünde tembelliği olan hasta eğer sağlam gözünü herhangi bir nedenle kaybederse tembel gözdeki görme artabilir.
Göz tembelliğinin bugünkü bilgilerimizin ışığı altında tam bir tedavisi mevcut değildir. Burada en önemli konu çocuğun motivasyonudur. Tedavide tembelliği olan çocuk, ailesi ve klinik bir üçgeni teşkil eder. Bu bağ çok iyi kurulursa başarı şansı yüksektir. Ailenin dikkatle çocuğun tedavisini takip etmesi, çocuğun da bu tedavileri uygulaması gereklidir. Bu durumda klinik daima iyi bir yönetici görevi yüklenmelidir. Bu şekilde başarı şansı artacaktır.
Her şeye rağmen bilinmelidir ki, tedavilerin sonunda elde edilen görme bir süre sonra azalmaktadır. Tembel gözün görmesi bir kez arttırılmış ve sonra azalmış bile olsa tedavi yeniden başlatılırsa veya sağlam göz herhangi bir nedenle kaybedilince, tembel gözde görme daha önce tedavi ile elde edilen seviyeye kolaylıkla çıkabilir.
Göz tembelliği olan hastalar günlük hayatlarında az görmeye alıştıkları için herhangi bir zorluk ile karşılaşmazlar. Fakat derinlik hissi olmadığı için bir kısım işleri yapmaları sakıncalıdır.
Göz tembelliği olan kişilerin travma sonucu sağlam gözlerini kaybetme ihtimali normal popülasyona göre 17 kat daha fazladır. Bu nedenle özellikle okul çağındaki göz tembelliği olan çocukların ve endüstriyel iş kazasına maruz kalabilecek göz tembelliği olan bireylerin koruyucu gözlük kullanmaları önerilebilir. Bu tip gözlüklerin camının darbelere dirençli olan ‘’polycarbamide’’ maddelerden üretilmiş olmasına özen gösterilmelidir.
Bu nedenlerden dolayı göz tembelliği olan hastalara kayıtsız kalınmamalı ve erken teşhis ve tedavileri üzerinde önemle eğilinmelidir.
NeuroVision™ Teknolojisi Nedir?
NeuroVision™, bilgisayar ve kişiye özel program kullanılarak yapılan çalışmalar ile görmeyi direk beyine öğreterek, görme keskinliği artışı sağlayan bir teknolojidir. Bu uygulamadaki görsel uyarmalar direk beyindeki görme merkezini uyarır ve bunun sonucunda “Kontrast Duyarlılığı, Görme Keskinliği ve Kalitesi" artar. Göz taraması ve tetkikinin ardından, hasta bilgilerinin NeuroVision™ sistemine girişleri yapılır ve özel bir yazılım tarafından hastaya yönelik kişisel tedavi programı otomatik olarak hazırlanır. Tedavi, bir bilgisayar ekranı önünde gerçekleştirilen yaklaşık 40 göz egzersizi seanslarından oluşur. Her bir seans yaklaşık 30-40 dakikadır ve hasta bu seansların çoğunu evinde yapar.
NeuroVision™ Tedavisi
NeuroVision™ ''ın yenilikçi teknolojisi, görsel sistemin nöral performansını en mükemmel hale getirmeye odaklanmış araştırmalar sonucunda geliştirilmiştir.
NeuroVision™ 20 yıllık ısrarlı bilimsel ve klinik araştırmalarının sonucudur. Bu araştırmalar:
• Beynin görsel bilgiyi nasıl bir işlemden geçirdiğini,
• Nöral aktivitenin görsel idrakle nasıl ilgili olduğunu,
• Görsel işlemlerin diğer nöral sistemlerle nasıl karşılıklı hareket ettiğini, anlamaya yönelik çalışmalardır.
NeuroVision™ Teknolojisi görsel uyarı ve görmeden sorumlu nöral bağlantıları çabuklaştırmaya dayanan ‘’non-invasive’’(invaziv olmayan), ‘’hastaya özel’’ görme arttırma tedavisidir.
İnteraktif bilgisayar kullanımı şeklinde tesis edilen NeuroVision™ hastalara kendi evlerinin konforunda veya kliniklerde (Sertifikalı NeuroVision™ Merkezleri) internet bağlantılı bir PC kullanımıyla sunulabilir.
Teknoloji şimdiye kadar tedavi edilemez olarak kabul edilen yetişkin ambliyopi (tembel göz) tedavisinde klinik olarak kanıtlanmıştır.
NeuroVision™ Tedavisinden Kimler Yararlanabilir?
NeuroVision™ 9 – 55 yaş aralığında aşağıdaki rahatsızlıklara sahip hastalar için uygundur:
• Göz tembelliği Ambliyopi (anizometropi, şaşılık veya her ikisi)
• Düşük dereceli miyop : -1,5 D Sferik ve /veya -0,75 D Astigmat
• Kontrast Duyarlılığı / Görüş Keskinliği azalmış refraktif ameliyatlı hastalar
• Monofokal veya bifokal katarakt ameliyatlı hastalar
• Erken prespiyop : +1,5 yakın ilaveli prespiyop
NeuroVision™ Tedavisinden Beklenen Sonuç Nedir?
NeuroVision™ tedavisi sonucunda , hastalar görme fonksiyonlarının kalitesindeki artış ve iyileşmeyi yaşayarak tecrübe etmişlerdir
Kontrast duyarlılığının ise normal sınırlar seviyesinde düzelmesi beklenir. Ambliyopi hastaları ayrıca binoküler fonksiyolarında düzelme yaşayabilirler.
NeuroVision™ Tedavisinin Aşamaları
Tedavi Öncesi İşlemler
Tedavi öncesi hasta oftalmolog ve optometrist ile konsültasyon görüşmesi yapacaktır. Refraksiyon, Görsel Keskinlik ve Kontrast Duyarlılığı test edilecektir. Göz tembelliği olan kişilerde ek muayeneler yapılacaktır. Hastanın NeuroVision™ tedavisi için uygun olup olmadığı belirlenecektir.
Tedavi Ortamı
NeuroVision™ hastası tedavisini, kendi evinin konforunda bir PC’de mi yoksa hastanede mi kurup uygulayacağına karar verip seçim yapacaktır. Tedavi karartılmış, sessiz bir odada monitörden yaklaşık 1,5 metre uzaklıkta oturarak uygulanıyor olmalıdır. Hasta hazır olduğunda bilgisayarlı interaktif alıştırmalar serisi başlayacaktır.
Tedavi Dersleri
Hasta dinamik ve interaktif görsel idrak ödevlerini bir sıra içinde seçtiği ortamda uygulayacaktır. Bu ödevler, görsel korteksin işleyişini iyileştirmeye bu suretle beynin görüntüleri algılamasını geliştirme ve sonucunda netleşmiş ve daha keskin ve net görüş sağlamaya yönelik tasarlanmıştır. Çeşitli görüntüler bilgisayar ekranı üzerinden sunulur. Hastanın bir hedef düzenini görüp görmediğini işaretlemesi beklenir. İşaretleme bilgisayar faresi yardımıyla yapılır. İlk iki derste, kişi nöral yetersizliklerini ve fonksiyon bozukluklarını belirlemek ve analiz etmek amacıyla bir görsel idrak ödev setini yapar. NeuroVision™ sistemi hastanın performansını analiz eder ve bu analizlere dayanarak kişiye özel bir tedavi planı hazırlar ve tedavi dersleri başlar.
Tedavi dersleri her bireyin görme ihtiyaçlarına göre kişiseldir. Bu kişiselleştirmeyi elde etmek ve başarılı olmak için aşağıdaki parametreler faal olarak kontrol edilir.
• Uzamsal Frekans (Spatial Frequencies)
• Gabor yamalarının uzamsal düzenlemesi
• Kontrast seviyesi
• Oryantasyon (Uyum) (Yerel ve Küresel)
• Bağlılık
• Zamanlama
Her beş tedavi dersinden sonra, hasta periyodik olarak gelişimini belirlemek amacıyla Görsel Keskinlik ve Kontrast Duyarlılığı testlerine tabi tutulur.
NeuroVision™ sistemi tüm tedavinin tamamlandığı zaman kendini gösterecektir. Bu düşük miyop ve lasik sonrası hastalar için yaklaşık 30 seans sonrası, göz tembelliği olan hastalarda da 40 seans sonrasında maksimum gelişimin elde edilmesi ile sağlanır.
Tedavinin başarısı için seansların haftada 3 gün (birer gün ara ile), 40’ar dakika olmak üzere düzenli olarak uygulanması gerekmektedir. Hastanın tedavi gelişimini görebilmek için 5’inci, 10’uncu, 20’inci ve 40’ıncı seanslardan hemen sonra doktor kontrolü gereklidir.
Özetle; NeurovisionTM ;
• 9-55 yaş arasın kişilerde göz tembelliği tedavisi için uygulanan bir yöntemdir.
• Ameliyatsız ve ilaçsız bir tedavi şeklidir.
• Hasta için yan etkisi yoktur ve herhangi bir risk içermez.
• Amerikan FDA (Amerikan İlaç ve Gıda İdaresi) onaylı bir yöntemdir
• Uygulama kolaydır ve büyük bir kısmı evde gerçekleştirilir .